5 Kasım 2014 Çarşamba

Alice Gitti

Yaptığım yanlışlar doğrularımı alıp götürüyor  Alice. Ne yapacağım. Benim yakalayabileceğim bir beyaz tavşanım yok. Boşu boşuna koşuyor gibiyim. Sürekli ardımda gözlerim. İleriye gidemiyorum. Koşuyorum koşuyorum ama gidemiyorum.  Bırakmak üzmüyor da  aynı heyecanı aynı gülümsemeyi  yakalayamamak çok zor Alice. Sen iyisin.  Tavşan, bay şapkacı, lancelot hatta kötü kraliçe bile senin yanında. Harika çay partileri yaşıyorsunuz.  Vaktin 5 olmasına da gerek yok. Canınız istediğinde kırık bir fincanla mutlu oluyorsunuz. Şapkacının komik saçmalıkları delilikleri kurtulma çabası…
Geceleri yıldızları göremiyorum Alice. Yıldızlar küsmüş gibi. Kaymıyorlar artık. Dilekler saklardım amaçsız ölmesin yıldızlar diye.   Dileklerim ceplerimde kaldı.
Alice dinliyor musun beni? Alice sana diyorum. Ne içiyorsun yine Alice. Sende mi gideceksin?  Büyüyüp mü kaçacaksın küçülüp mü kaybolacaksın? Alice hayat aslında en çok sana zor. Senin tavşanın var. Onun için sürekli değişmek zorundasın farkında mısın?   Sürekli kapılar kapatıyor sana. Ve sen kapılardan geçebilmek için sürekli değişiyorsun. Ve değiştikçe de memnun edemiyorsun tavşanı. Çünkü peşinden gittiğinde kızıyor. Neden geldin diye sorup duruyor Alice. Neden gidiyorsun Alice?  Neden? Amacın ne? Seni sürekli terk eden birinin peşinden gitmek neden? Sırf beyaz olduğu için mi inanıyorsun ona. Masum değil o renk artık. Beyazlar çoktan kirlendi bence. Alice yeter artık. Bırak!   Gitme peşinden!! Kal benimle. Burda değişmek zorunda değilsin. Nasıl istiyorsan o şekilde kalabilirsin. Sonra karışmam ben sana. Peşinden de gelmem.  Çay yapmasını da öğrenirim.       İnan öğrenirim. Çok güzel çay yaparım sana. Sonra içeriz İstediğin zaman. Kekte yaparım. Sade kek seviyordun değil mi Alice? İstersen üzümlü de yaparım. Annenin yaptığı gibi.  Alice neler oluyor? Değişiyorsun yine. Kapıda Lancelot var atınıda getirmiş nereye gideceksin Alice?! Gitme. Her dönüşünde artık sen başkası oluyorsun. Seni her defasında tekrar tekrar tanımaktan çok yoruldum Alice. Lütfen dön artık. Alice gidersen yanlışlar yapmaya devam edeceğim ve kalan doğrularım yetecek mi bilmiyorum. Benim sihirli iksirlerim ya da  bir atım yok Alice!! Bırakma beni! ALİCE!!!!
Kovaladığın o tavşan yüz üstü bıraktığında dönme geri. Seni beklerken burada yanlışlar yapmaya devam edeceğim. Döndüğünde burada olabileceğimi bilmiyorum. Gidersen bende giderim alice. Yürüyerek giderim bir atım yok biliyorum. Kapıları açabileceğim iksirlerim de yok. Hiçbir kurabiyede beni ye yazmayacak. Ama giderim alice. Kapıları iksirsizde nasıl açabileceğimi her gidişinde biraz daha öğrendim. Gidersen dönme Alice! Bu konuşmamız son olsun! Alice cevap ver!!  Lancelot dur götürme onu! Alice lütfen!!!!


   - Alice gitti. Geride bir parça kek bırakmıştı. Çok ufaktı. Öyle ufak ki kuşlara bile yetmezdi. Yemek istedim keki.  Sonra vazgeçtim. Ben inanmıyordum ki tavşanlara. Kapıları açmak için anahtarı bulmam yeterdi bana. Türlü oyunlara gerek yoktu. Kovalamacalara gerek yoktu. Alice gittiği yerde hep mutlu oluyordu. Seviyor Alice  çay saatlerine geç kalmayı. Ardında kırıntılar bırakmayı. Tavşanları kovalamayı. Lancelot  birgün geri getirecektir onu!!!