Yaptığım yanlışlar doğrularımı alıp götürüyor Alice. Ne yapacağım. Benim yakalayabileceğim
bir beyaz tavşanım yok. Boşu boşuna koşuyor gibiyim. Sürekli ardımda gözlerim. İleriye
gidemiyorum. Koşuyorum koşuyorum ama gidemiyorum. Bırakmak üzmüyor da aynı heyecanı aynı gülümsemeyi yakalayamamak çok zor Alice. Sen iyisin. Tavşan, bay şapkacı, lancelot hatta kötü
kraliçe bile senin yanında. Harika çay partileri yaşıyorsunuz. Vaktin 5 olmasına da gerek yok. Canınız istediğinde
kırık bir fincanla mutlu oluyorsunuz. Şapkacının komik saçmalıkları delilikleri
kurtulma çabası…
Geceleri yıldızları göremiyorum Alice. Yıldızlar küsmüş
gibi. Kaymıyorlar artık. Dilekler saklardım amaçsız ölmesin yıldızlar
diye. Dileklerim ceplerimde kaldı.
Alice dinliyor musun beni? Alice sana diyorum. Ne içiyorsun
yine Alice. Sende mi gideceksin? Büyüyüp
mü kaçacaksın küçülüp mü kaybolacaksın? Alice hayat aslında en çok sana zor. Senin
tavşanın var. Onun için sürekli değişmek zorundasın farkında mısın? Sürekli kapılar kapatıyor sana. Ve sen
kapılardan geçebilmek için sürekli değişiyorsun. Ve değiştikçe de memnun
edemiyorsun tavşanı. Çünkü peşinden gittiğinde kızıyor. Neden geldin diye sorup
duruyor Alice. Neden gidiyorsun Alice? Neden?
Amacın ne? Seni sürekli terk eden birinin peşinden gitmek neden? Sırf beyaz
olduğu için mi inanıyorsun ona. Masum değil o renk artık. Beyazlar çoktan
kirlendi bence. Alice yeter artık. Bırak!
Gitme peşinden!! Kal benimle. Burda değişmek zorunda değilsin. Nasıl istiyorsan
o şekilde kalabilirsin. Sonra karışmam ben sana. Peşinden de gelmem. Çay yapmasını da öğrenirim. İnan öğrenirim. Çok güzel çay yaparım
sana. Sonra içeriz İstediğin zaman. Kekte yaparım. Sade kek seviyordun değil mi
Alice? İstersen üzümlü de yaparım. Annenin yaptığı gibi. Alice neler oluyor? Değişiyorsun yine. Kapıda
Lancelot var atınıda getirmiş nereye gideceksin Alice?! Gitme. Her dönüşünde
artık sen başkası oluyorsun. Seni her defasında tekrar tekrar tanımaktan çok
yoruldum Alice. Lütfen dön artık. Alice gidersen yanlışlar yapmaya devam
edeceğim ve kalan doğrularım yetecek mi bilmiyorum. Benim sihirli iksirlerim ya
da bir atım yok Alice!! Bırakma beni!
ALİCE!!!!
Kovaladığın o tavşan yüz üstü bıraktığında dönme geri. Seni
beklerken burada yanlışlar yapmaya devam edeceğim. Döndüğünde burada
olabileceğimi bilmiyorum. Gidersen bende giderim alice. Yürüyerek giderim bir
atım yok biliyorum. Kapıları açabileceğim iksirlerim de yok. Hiçbir kurabiyede
beni ye yazmayacak. Ama giderim alice. Kapıları iksirsizde nasıl açabileceğimi
her gidişinde biraz daha öğrendim. Gidersen dönme Alice! Bu konuşmamız son
olsun! Alice cevap ver!! Lancelot dur
götürme onu! Alice lütfen!!!!
- Alice gitti. Geride bir parça kek bırakmıştı. Çok
ufaktı. Öyle ufak ki kuşlara bile yetmezdi. Yemek istedim keki. Sonra vazgeçtim. Ben inanmıyordum ki
tavşanlara. Kapıları açmak için anahtarı bulmam yeterdi bana. Türlü oyunlara
gerek yoktu. Kovalamacalara gerek yoktu. Alice gittiği yerde hep mutlu
oluyordu. Seviyor Alice çay saatlerine
geç kalmayı. Ardında kırıntılar bırakmayı. Tavşanları kovalamayı. Lancelot birgün geri getirecektir onu!!!